9789752103672
594749
Matrix Avcısı
Matrix Avcısı
3.80

Gibson'un siberpunk dünyası

William Gibson'ın Neuromancer adlı kitabı ilk yayınlandığında büyük heyecan yarattı ya da Bruce Sterling ve Gibson'ın diğer arkadaşları arasında heyecan yarattı demek daha doğru olur. Gibson ve arkadaşları sıradan eski moda bilim kurgunun yerini yeni bir tür bilim kurgu kavramının aldığını açıkladılar.
Bilgisayarların ve bilgisayar ağlarının kullanımını yaygınlaştırmasıyla insan-makine akım geçiş yüzeyinin gelişmesi kentlerdeki ahlak dışı yaşamı ve punk alt kültürünün öfkesini dışa vurmasını yansıtan anlatılar moda oldu. Yakın gelecek ortamında geçen çürümüş kent manzaralarını yansıtan Blade Runner filminde olduğu gibi bunun yeni kuşakların sesi olduğu iddia edildi. (Gibson'ın Blade Runner filmini izlemeden çok daha önce ilk siberpunk kurgusunun tamamladığını söylemesi de ilginçti.) Zamanla "post modern" akademisyenler bu yeni dalga akımına kapılıverdiler. Böylelikle "siberpunk" adı bilim kurgu dünyasına yerleşti.
Neuromancer tarihi özelliğe sahiptir. Birçok eleştirmene göre Neuromancer yalnızca ilk siberpunk romanı olmakla kalmayıp halihazırda en iyisidir.
Gibson'ın zengin hayallerle çağdaş teknolojiyi aynı potada kaynatması bilim kurgu alanına yeni bir standart getirmiştir. Romanın kurgusunun ve karakterlerinin basmakalıp ve güçlü olması pek önemli değildir. Burada önemli olan öykü değil anlatım şeklinin ön plana çıkmasıdır. Gibson yazılarında sık sık kendine özgü terminolojiyi kullanır. Halbuki eski kuşakların en gözde yazarı olan J. R. R. Tolkein'den "Shadowfax" (new-age müzik grubu), "Gandalf" (bilgisayar bilgi aktarım türü) ve "Moria" (bilgisayar fantezi oyunlarından ilki) Neuromancer'da bunlara benzer yepyeni kelimeler üretilmiştir. Örneğin "Screaming Fist" adı verilen bir bilgisayar virüsü gibi. İnternet siber uzay adıyla ya da genellikle Matrix olarak anılmaktadır. Wintermute (Gibson bu terimi kullanmadan önce var olan Meat Puppets adlı müzik grubu) adında tüm dünyada yaygın birkaç tane web sitesi vardır. Gibson'un hayal dünyası suçun kol gezdiği kentlerde yaşamın çürümesinden, ahlakın çökmesinden ürken insanların zamanında geçmektedir. Tıpkı 50'li yıllarda okuyucuların büyük bir tutkuyla Orwell'ın 1984 adlı romanında sözü edilen işaretlerin gerçekleşmesini bekledikleri gibi. Bazı okuyucular çağdaş dünyada siberpunk kâbusunu ortaya çıkıp gerçekleşmesini beklemektedirler. Bu tür romanlar pek okunmamakla birlikte, filmler ve dergiler zamanımızın en belirgin mitolojilerinden birini yaratmıştır. Neuromancer vizyonu Gibson'ın özgün bir yazar olmakla sınırlamış kitabın devamı olan Count Zero ve Mona Lisa Overdrive gibi eserleri yaratmasına neden olmuştur. Bruce Sterling'le birlikte "steampunk" denilen diğer deneyimlere yönelmiştir. The Difference Engine adlı yapıtında Victoria çağına alternatif olarak buhar gücüyle işleyen dev boyutlarla bilgisayarlar geliştirmiştir. 1994'te Virtual Light adlı yapıtıyla tekrar siberpunk'a yönelmiştir. 1995'te yayınlanan diğer romanı Japonya'da Idaru'da geçmektedir.
Gibson'ın anlattığı Johnny Mnemonic adlı öykü 1995'te sinemaya aktarılmıştır.
(Tanıtım Yazısından Alıntı)

Kapat