Vezir Gambiti ve Dünya'ya Düşen Adam'ın yazarı Walter Tevis'ten Fahrenheit 451, Cesur Yeni Dünya ve 1984 geleneğinde, çarpıcı bir distopya!
Nebula En İyi Roman Ödülü Adayı
“Alaycı Kuş, merkezine aldığı konu ve okumanın yeniden keşfine verdiği önemle, Fahrenheit 451'in gayri resmi bir devam kitabı gibi.” –San Francisco Chronicle
“Bilgisayarlaşmanın tehlikesine dair pek çok kitap okudum ama hiçbiri Alaycı Kuş kadar beni sarsmadı. İnsanların okuma yetisini, daha da kötüsü okuma hevesini kaybetme olasılığı fazlasıyla muhtemel. Çok iyi yazılmış, çok iyi bir kitap!” –Anne McCaffrey
“NEW York Âdeta Bir Mezarlık. Empıre State Binası Da Onun Mezar Taşı.”
Walter Tevis, bilimkurgunun özünü çok iyi kavramış, çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri. Yazarın Dünya'ya Düşen Adam ile birlikte en iyi bilimkurgu romanı olarak görülen Alaycı Kuş ise istikrar, düzen, mutluluk gibi maskelerin altına saklanmayan, dehşetli ve melankolik bir distopya.
Gelecek, insan nüfusunun fazlasıyla azaldığı, var olan insanların da ilaçlar sayesinde intihardan uzak durduğu, robotların ve teknolojinin hegemonyasında, kasvetli, postapokaliptik bir yer. Bu dünyada ne sanat, ne kitap ne de yeni doğan çocuklar var. Öyle bir dünya ki insanlar yaşamaktansa diri diri yanmayı yeğliyor.
Ancak üç kişi sayesinde bir umut ışığı belirecekti: ölmek isteyen ama yazılımı gereği kendini öldüremeyen, dünyanın hâkimi, yaratılan en kusursuz makine, robot Spofforth; kendi kendine okumayı öğrenerek büyük bir suç işleyen Paul; düzenin dayattığı ilaçlardan kaçan Mary Lou.
İnsanlığın kederinin en karanlık kuytularında, sevginin mümkün olmadığı bir dünyada umut etme cesareti gösteren Mary Lou ile Paul'ün yolları, Spofforth'ın ikilemleri yüzünden hiç ummadıkları bir biçimde çatallanacak ve insanlığın kaderini değiştirecekti.
Alaycı Kuş, kaçınılmaz sonuyla uzlaşan insanlığın ağıtı.
Jonathan Lethem'ın önsözüyle
- Açıklama
Vezir Gambiti ve Dünya'ya Düşen Adam'ın yazarı Walter Tevis'ten Fahrenheit 451, Cesur Yeni Dünya ve 1984 geleneğinde, çarpıcı bir distopya!
Nebula En İyi Roman Ödülü Adayı
“Alaycı Kuş, merkezine aldığı konu ve okumanın yeniden keşfine verdiği önemle, Fahrenheit 451'in gayri resmi bir devam kitabı gibi.” –San Francisco Chronicle
“Bilgisayarlaşmanın tehlikesine dair pek çok kitap okudum ama hiçbiri Alaycı Kuş kadar beni sarsmadı. İnsanların okuma yetisini, daha da kötüsü okuma hevesini kaybetme olasılığı fazlasıyla muhtemel. Çok iyi yazılmış, çok iyi bir kitap!” –Anne McCaffrey
“NEW York Âdeta Bir Mezarlık. Empıre State Binası Da Onun Mezar Taşı.”
Walter Tevis, bilimkurgunun özünü çok iyi kavramış, çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri. Yazarın Dünya'ya Düşen Adam ile birlikte en iyi bilimkurgu romanı olarak görülen Alaycı Kuş ise istikrar, düzen, mutluluk gibi maskelerin altına saklanmayan, dehşetli ve melankolik bir distopya.
Gelecek, insan nüfusunun fazlasıyla azaldığı, var olan insanların da ilaçlar sayesinde intihardan uzak durduğu, robotların ve teknolojinin hegemonyasında, kasvetli, postapokaliptik bir yer. Bu dünyada ne sanat, ne kitap ne de yeni doğan çocuklar var. Öyle bir dünya ki insanlar yaşamaktansa diri diri yanmayı yeğliyor.
Ancak üç kişi sayesinde bir umut ışığı belirecekti: ölmek isteyen ama yazılımı gereği kendini öldüremeyen, dünyanın hâkimi, yaratılan en kusursuz makine, robot Spofforth; kendi kendine okumayı öğrenerek büyük bir suç işleyen Paul; düzenin dayattığı ilaçlardan kaçan Mary Lou.
İnsanlığın kederinin en karanlık kuytularında, sevginin mümkün olmadığı bir dünyada umut etme cesareti gösteren Mary Lou ile Paul'ün yolları, Spofforth'ın ikilemleri yüzünden hiç ummadıkları bir biçimde çatallanacak ve insanlığın kaderini değiştirecekti.
Alaycı Kuş, kaçınılmaz sonuyla uzlaşan insanlığın ağıtı.
Jonathan Lethem'ın önsözüyle
Stok Kodu:9786257442237Boyut:13.50x21.00Sayfa Sayısı:280Basım Yeri:İstanbulBasım Tarihi:2021-08Çeviren:Cihan KaramancıKapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:TürkçeOrijinal Adı:Mockingbird
- Yorumlar
- Yorum yazT***a S. - 06.04.2023 12:535/5Eser 1980 yılında ilk baskısını yapmış. Olası geleceği, çoğu satırlarda da günümüzü ön görmüş :) Robotların geleceği ile ilgili bir çok distopya bulunuyor. Bazılarında Dünya'nın robotların kontrollüne geçip robotların insanları köleleştireceğini ( emrinde çalıştıracağı ) üzerine kurgulanıyor. Bazı bilimkurgu eserlerinde de insanların robotların hizmetine köleleşeceği ( muhtaç kalacağı ) üzerine . Bu kitapta ikinci opsiyon üzerine gidiyor. Hangisi daha karanlık siz karar verin, bence ikinci opsiyon daha karanlık. Şuan günümüzde robotlar ve yapay zekalar ile iç içe yaşamaya başladık. Bazı iş kolları robotlara devredilirken, yeni iş kolları çıkmaya devam ediyor. Kitaptaki bu kurgunun biraz ilerisi ve karanlık Robotları kontrol eden başka robotlar ve o robotları kontrol eden başka robotlar, sistemler bulunuyor. Bir giysi istediğinizde, otomata gidip istediğiniz rengi modeli ve boyutlarını söylemeniz yeterli. İnsanların karar vereceği veya çalışacakları bir sistem kalmamış. Yavaştan sorgulama, düşünme, okuma ve hatta üreme yetilerini kaybetmişler. O gün ekmek gelmiyor ise, sistem öyle uygun görmüştür diyerek kabul ediliyor aslında bir ekmek üretim bandında bir düğmenin sıkışmış olduğunu kimse fark edemiyor. Son robotlardan olan dokuzuncu yapım Spofford, kendi neslinin tek örneğidir. Dokuzuncu yapımlar insanları anlayabilen hisler eklenmiştir ama kendisi ile beraber üretilen diğer robotlar buna dayanamaz ve hayatlarına son verirler. Spofford ise insanlar var olduğu sürece ölmemesi üzerinde programlanmıştır. Uzun zamandır yaşayan Spofford üniversitenin dekanı olarak çalışmaktadır. Bir gün okumayı öğrendiğini söyleyen öğretim görevlisi Paul ile karşılaşır. Spofford ise kimseye öğretmemesi karşılığında araştırmalarına devam etmesine izin verir. Paul, sistemden kaçan Mary Lou ile karşılaşır ve ona okumayı öğretir. Daha önce tanımadığı bir çok duyguyu yaşar: sistemi sorgulamak ve aşk. İnsanlığın kaderi bu iki insana ve robota bağlıdır.
- Yazarın Diğer Kitapları
- Yayınevinin diğer kitapları