9789753480253
494873
https://www.ilknokta.com/rifat-ilgaz/yokus-yukari.htm
Yokuş Yukarı
15.00
"Hababam Sınıfı" başta olmak üzere pek çok roman ve öykü kitabıyla bir mizah ustası olarak tanınan şair Rıfat Ilgaz, bu yapıtında yazarlık yaşamının birbirinden ilginç anılarını anlatıyor. "Yokuş Yukarı" da Cağaloğlu çevresi, gazetecilik dünyası, Babiali'nin unutulmaz patronları, ünlü yazarlar, ünlü içkievleri, Orhan Veli'den Cahit Irgat'a, Arif Dino'dan Orhan Kemal'e kadar birçok sanatçı, tatlı bir mizah havası içinde anılmakta.
HEP YOKUŞ YUKARI
Alt baştan başladık tırmanmaya. Biliyorduk ne denli dik olduğunu, bu YOKUŞ'un. Bizden önce bu yokuştan geçip gidenler, onun bu yoruculuğundan gene de yakınmamışlardı. Öyle olsaydı, hiç BİZİM YOKUŞ diye benimserler, anılarında sevgiyle yer verirler miydi?
Tüm yokuşlar gibi bizim yokuşu da aşmak için soluk isterdi. Ne yazık ki bu gerçeği kişi, yokuşun ortalarına doğru, yol dikleşip soluğu tıkanınca anlayabiliyor. Öylesine bir yokuş ki, bir ayrıcalığı, dönüşünün olmayışı... Acem'in dediği gibi, öle ki kurtula!
Hiç mi kolay yanı yok, bu dik yolda yürümenin. Olmaz olur mu? Öylelerini gördük ki yol arkadaşlarımızın, bu yolun yolcusu olduklarından bile kuşkulandık! İki yanından, iki koluna girilenler mi rastlamadık, hababam, arkalarından dayanılanlara, durmadan omuzlananlara, çömezliğinde baş tacı edilenler... Bizim yolculuğumuz, bunların tam tersi oldu demeye bile dilim varmıyor... Neden mi? Tabansızlığımıza verileceğinden korktuğumuzdan, biraz da... Yakınmak gibi olmasın ama yolculuğumuz biraz çileli geçmekte... Bir yol arkadaşımızı, bizi kitabına alırken yaptığı "Acılı Kuşak" nitelemesinde biraz yakınma bulunduğundan "Çileli" deyip geçiyorum... Birçoklarının her vesileyle ikide bir ödüllendirildiği bir toplumda bizim meskenimiz boyuna mahpus damları mı olmalıydı? Biz bu davranışlardan bile soluk aldırma, dinlendirme anlamı çıkarıp mutlu olmaya çalışanlardanız, yani "acıyı bal eyleyen"lerden. Kimi politikacılarımızın sıkıştıkları zaman "Yorum yoook!..." dedikleri gibi, biz gene de "Yakınma yok!" deyip geçiyoruz...
Bu anılar, şunu da açıklayayım ki, yeni yazılmadı. Bu kitaba alırken gene de sözü geçen kişilerin gönüllerini almak, onlardan özür dilemek isterdim. Ama bu yazılarda birazcık gerçek payı varsa kızılmaması gerekir sanırım. Eğer fazla abartıya kaçılmışsa, bunun da mizahın hoşgörüsüne verilmesi dileğiyle.. Hoşça kalın!
RIFAT ILGAZ
(Tanıtım Bülteninden)
HEP YOKUŞ YUKARI
Alt baştan başladık tırmanmaya. Biliyorduk ne denli dik olduğunu, bu YOKUŞ'un. Bizden önce bu yokuştan geçip gidenler, onun bu yoruculuğundan gene de yakınmamışlardı. Öyle olsaydı, hiç BİZİM YOKUŞ diye benimserler, anılarında sevgiyle yer verirler miydi?
Tüm yokuşlar gibi bizim yokuşu da aşmak için soluk isterdi. Ne yazık ki bu gerçeği kişi, yokuşun ortalarına doğru, yol dikleşip soluğu tıkanınca anlayabiliyor. Öylesine bir yokuş ki, bir ayrıcalığı, dönüşünün olmayışı... Acem'in dediği gibi, öle ki kurtula!
Hiç mi kolay yanı yok, bu dik yolda yürümenin. Olmaz olur mu? Öylelerini gördük ki yol arkadaşlarımızın, bu yolun yolcusu olduklarından bile kuşkulandık! İki yanından, iki koluna girilenler mi rastlamadık, hababam, arkalarından dayanılanlara, durmadan omuzlananlara, çömezliğinde baş tacı edilenler... Bizim yolculuğumuz, bunların tam tersi oldu demeye bile dilim varmıyor... Neden mi? Tabansızlığımıza verileceğinden korktuğumuzdan, biraz da... Yakınmak gibi olmasın ama yolculuğumuz biraz çileli geçmekte... Bir yol arkadaşımızı, bizi kitabına alırken yaptığı "Acılı Kuşak" nitelemesinde biraz yakınma bulunduğundan "Çileli" deyip geçiyorum... Birçoklarının her vesileyle ikide bir ödüllendirildiği bir toplumda bizim meskenimiz boyuna mahpus damları mı olmalıydı? Biz bu davranışlardan bile soluk aldırma, dinlendirme anlamı çıkarıp mutlu olmaya çalışanlardanız, yani "acıyı bal eyleyen"lerden. Kimi politikacılarımızın sıkıştıkları zaman "Yorum yoook!..." dedikleri gibi, biz gene de "Yakınma yok!" deyip geçiyoruz...
Bu anılar, şunu da açıklayayım ki, yeni yazılmadı. Bu kitaba alırken gene de sözü geçen kişilerin gönüllerini almak, onlardan özür dilemek isterdim. Ama bu yazılarda birazcık gerçek payı varsa kızılmaması gerekir sanırım. Eğer fazla abartıya kaçılmışsa, bunun da mizahın hoşgörüsüne verilmesi dileğiyle.. Hoşça kalın!
RIFAT ILGAZ
(Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
- "Hababam Sınıfı" başta olmak üzere pek çok roman ve öykü kitabıyla bir mizah ustası olarak tanınan şair Rıfat Ilgaz, bu yapıtında yazarlık yaşamının birbirinden ilginç anılarını anlatıyor. "Yokuş Yukarı" da Cağaloğlu çevresi, gazetecilik dünyası, Babiali'nin unutulmaz patronları, ünlü yazarlar, ünlü içkievleri, Orhan Veli'den Cahit Irgat'a, Arif Dino'dan Orhan Kemal'e kadar birçok sanatçı, tatlı bir mizah havası içinde anılmakta.
HEP YOKUŞ YUKARI
Alt baştan başladık tırmanmaya. Biliyorduk ne denli dik olduğunu, bu YOKUŞ'un. Bizden önce bu yokuştan geçip gidenler, onun bu yoruculuğundan gene de yakınmamışlardı. Öyle olsaydı, hiç BİZİM YOKUŞ diye benimserler, anılarında sevgiyle yer verirler miydi?
Tüm yokuşlar gibi bizim yokuşu da aşmak için soluk isterdi. Ne yazık ki bu gerçeği kişi, yokuşun ortalarına doğru, yol dikleşip soluğu tıkanınca anlayabiliyor. Öylesine bir yokuş ki, bir ayrıcalığı, dönüşünün olmayışı... Acem'in dediği gibi, öle ki kurtula!
Hiç mi kolay yanı yok, bu dik yolda yürümenin. Olmaz olur mu? Öylelerini gördük ki yol arkadaşlarımızın, bu yolun yolcusu olduklarından bile kuşkulandık! İki yanından, iki koluna girilenler mi rastlamadık, hababam, arkalarından dayanılanlara, durmadan omuzlananlara, çömezliğinde baş tacı edilenler... Bizim yolculuğumuz, bunların tam tersi oldu demeye bile dilim varmıyor... Neden mi? Tabansızlığımıza verileceğinden korktuğumuzdan, biraz da... Yakınmak gibi olmasın ama yolculuğumuz biraz çileli geçmekte... Bir yol arkadaşımızı, bizi kitabına alırken yaptığı "Acılı Kuşak" nitelemesinde biraz yakınma bulunduğundan "Çileli" deyip geçiyorum... Birçoklarının her vesileyle ikide bir ödüllendirildiği bir toplumda bizim meskenimiz boyuna mahpus damları mı olmalıydı? Biz bu davranışlardan bile soluk aldırma, dinlendirme anlamı çıkarıp mutlu olmaya çalışanlardanız, yani "acıyı bal eyleyen"lerden. Kimi politikacılarımızın sıkıştıkları zaman "Yorum yoook!..." dedikleri gibi, biz gene de "Yakınma yok!" deyip geçiyoruz...
Bu anılar, şunu da açıklayayım ki, yeni yazılmadı. Bu kitaba alırken gene de sözü geçen kişilerin gönüllerini almak, onlardan özür dilemek isterdim. Ama bu yazılarda birazcık gerçek payı varsa kızılmaması gerekir sanırım. Eğer fazla abartıya kaçılmışsa, bunun da mizahın hoşgörüsüne verilmesi dileğiyle.. Hoşça kalın!
RIFAT ILGAZ
(Tanıtım Bülteninden)Stok Kodu:9789753480253Boyut:14.0x21.0Sayfa Sayısı:224Kapak Türü:CiltsizKağıt Türü:3. HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yazarın Diğer Kitapları
- Yayınevinin diğer kitapları