Mervebookblog Öneriyor: Temmuz Favorileri
Psikolojik gerilim kitabı mı arıyorsunuz? Tamam sakin çünkü araman kan bulundu!
Darker ailesi, birbirlerinden uzak geçirdikleri on yılın ardından bir araya gelmiş ve ninelerinin 80. yaş günü için bir gelgit adasındaki Deniz Camı adını verdikleri evlerinde buluşmuştu. Ancak her gece olduğu gibi, o gece de gelgit başladığında, sekiz saat boyunca dünyanın geri kalanıyla bağlantıları kesildi. Deniz Camı’nın duvarlarındaki saatler on ikiyi gösterdiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Gece yarısı fırtına şiddetlenirken nineleri ölü bulundu. Bir saat sonra ise aralarından bir başkası...
Ailenin her üyesinin kendine ait sırları vardı; ancak bazı sırlar diğerlerinden çok daha karanlıktı.
Birinin onları teker teker öldürdüğü bu adada mahsur kalan Darkerlar, sular çekilip her şey gün yüzüne çıkmadan önce hem bu gizemle hem de geçmişteki sırlarıyla hesaplaşmak zorundaydı.
Ejderha temalı kitapları siz de benim kadar seviyorsanız “Damsel” tam size göre.
Kralın yerini alacak prens yetişkinliğe adım attığında gri topraklara gitmeli, vahşi ejderhayı öldürmeli ve gelini olacak genç kızı kurtarmalıydı:
Ezelden beri süregelen bir gelenekti bu.
Oysaki Ama, Prens Emory’nin kollarında uyandığında bunların hiçbirinden haberdar değildi. Ejderha onu esir almadan önce neler olduğunu ya da ejderhanın ininde hangi zorluklarla yüzleştiğini hatırlamıyordu. Bildiği tek şey bu yakışıklı prensin onu nasıl kurtardığıyla ilgili anlattığı hikâye ve kaderinde prensin yanında tahta oturmasının yazılı olduğuydu. O artık Harding Krallığı’nın yeni prensesiydi.
Ancak daha ilk gece, ışıklar söndüğünde hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını fark edecekti. Herkesin bildiği efsanelerdeki o ejderhaların ve genç kızların hikâyelerinin de anlatılmayan tarafları vardı. En büyük tehdit ise arkasında kalan değil, burada, gözlerinin önünde durandı.
Fantastik görünümlü biraz aşk,biraz gizem, biraz da özlem duyduğumuz duygulara mı değinsin istiyorsunuz. O zaman “Aşırı Gizli Cadılar Cemiyeti” tam da aradığınız türde.
Birleşik Krallık’taki nadir cadılardan biri olan Mika Moon, kimsenin dikkatini çekmemesi için güçlerini saklaması, kendi hâlinde kalması ve diğer cadılardan uzak durması gerektiğini bilir. Küçük yaşta ailesini kaybetmiş ve tanımadığı insanlar tarafından büyütülmüş bir yetim olan Mika, yalnız kalmaya alışkındır ve çoğunlukla kurallara uyar... Tabii bir istisna dışında: Cadı gibi davrandığı videolar paylaştığı çevrimiçi bir hesabı vardır ve kimsenin bunu ciddiye almayacağını düşünür.
Ama bir gün, üç genç cadıya güçlerini nasıl kontrol edeceklerini öğretmek adına uzak ve gizemli Nowhere Malikânesi’ne gitmesi için yalvaran, beklenmedik bir mesaj alır. Mika, tüm kuralları çiğneyerek Nowhere Malikânesi’ne gider ve sadece üç öğrencisinin değil, aynı zamanda ortalarda olmayan bir arkeoloğun, emekli bir aktörün, iki cefakâr bakıcının hayatlarının ve sırlarının içinde bulur kendini… ve Jamie’nin. Nowhere Malikânesi’nin yakışıklı ve huysuz kütüphanecisi Jamie, çocukları korumak için her şeyi yapar ve ona göre Mika bir tehdittir. Sinir bozucu derecede çekici bir tehdit…
Mika, Nowhere Malikânesi’ndeki yerini bulmaya başladıkça, bir yere ait olabileceği fikrine inanmaya başlar. Ancak büyük bir tehdit kapılarını çaldığında, Mika’nın aradığını bilmediği bir aileyi korumak için her şeyi riske atıp atmayacağına karar vermesi gerekecektir.
Her duyguyu yaşatsın, arkadaş ilişkileri, fedakarlık ve ertelenen mutluluklar mı görmek istiyorsunuz? O halde tüm duyguları yaşatan bu kitap tam da böyle.
Bu büyük bir yalandı. Şimdiye kadar söylediği en büyük yalan. Sözlerinin tüyler ürpertici tınısı zihninde titreşirken gözlerinin ardındaki kızın –gerçeği bilen kızın– çığlıkları yalanının yankısına karıştı.
Noah’ya âşık mısın, Mercedes?” diye sordu Cora. “Demek istediğim… Onu sevdiğini biliyorum. Yıllardır arkadaşsınız. Hepimiz arkadaşız. Ama ona âşık mısın?”
Karşısındaki başka biri olsaydı –herhangi biri– göğsünü şişirir, kollarını kavuşturur ve duygularını açık açık söylerdi. Noah’yı sahiplenirdi. Ama karşısındaki Cora’ydı. Cesur, güzel, yaralı Cora. Ve Cora da Noah’ya âşıktı.
Bu yüzden Mercedes yalan söyledi.
Ve bu yalanla birlikte onu kaybetti. Bu yalanla birlikte kaderini mühürledi.
En iyi arkadaş, nedime, vaftiz anne, her şeyi bir arada tutan tutkaldı o. İyi günde ve kötü günde, inişlerde ve çıkışlarda, en önemli anlarda ve en küçük şeylerde hep oradaydı. Her şey paramparça olduğunda da oradaydı.
Bu, adamı kapamayan kızın hikâyesi.
Ben spor temalı smut içerik kadınıyım. Siz seversiniz, sevmezsiniz ben bilmem Ama ben çok severim ve bu kitabı tek geçerim.
Sophie
Liam, Formula 1'in altın çocuğuydu. Ama aslında bir sahtekârdı. Çekici. Düzenbaz. Baştan çıkarıcı. Ölmeden önce yapılacaklar listemdeki tüm maddeleri benimle yerine getirmeyi vadeden kişi. Yalnızca arkadaşım olmasını istiyordum. Ama o bana arkadaşlıktan öte bir anlaşmayla geldi. Bir sezon. Bir liste. Büyük bir sır.
Liam
Sophie, en büyük fantezilerimin vücut bulmuş hâliydi. Takımımla yenileyeceğim sözleşmem içinse büyük bir tehdit. Rakip takımın direktörünün kızı ve ne olursa olsun karşı koymam gereken kişi. Herkes arkadaşlığımıza karşıydı. Patronum. Babası. Hatta ben. Buna rağmen elindeki listenin cazibesine kapıldım. Boş verin platonik ilişkileri, ben yıkım istiyordum.