Kırılgan Hayatların Güvencesizliği ve Kayıtsızlık Kültürü

_{Eşitsizliklerin İzinde Pandemide Gündelik Hayat}

Kadir Şahin

Bir yılı aşkındır Dünya Sağlık Örgütü'nün pandemi olarak ilan ettiği Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılan korona virüs, bu sürede iki milyon insanın ölümüne yüz milyonun hastalanmasına yol açmakla kalmadı tüm dünyada eşine az rastlanır korkulara sebep olan bir salgına dönüştü... Bu süreçte sıklıkla duyulan "evde kal" çağrıları görece güvenli gelire sahip orta ve orta üst kesimlerde yaygınlaşırken milyonlarca mavi yakalı yoksul ve güvencesiz çalışanın "evde kalamaması" meselesini merkeze alan bu kitap; risk toplumu ve pandemi koşullarında sınıfsal eşitsizliklerin farklı tezahürlerinin izini zekice sürmektedir... Bu kitap: ‘Evde Kal', ‘Hayat Eve Sığar' çağrılarının yaygınlaşmasına paralel, evde kalma olanaklarına sahip olmayanların tıpkı eski Roma'da olduğu gibi nasıl samimi olmayan bir biçimde kahramanlaştırıldığını; tüketememe korkusunun ‘diğerine' karşı nasıl kayıtsızlıklara dönüştüğünü; güvencesiz iş ve mesleklerin zorunluluklara dönüşen kamusal görünürlüklerinin sosyolojik anlamlarını ortaya çıkarmakta, hatta açık etmektedir dense yanlış olmayacak. Bu kitapta Dr. Kadir Şahin pandemi sürecini derin tarihsel perspektif ve geniş bir sosyolojik kuramsal çerçeveden ele alarak inceliyor. Mevcutta aceleye getirilmiş çalışmaların aksine, bu çalışmanın küresel pandeminin sosyolojik boyutlarını ve yol açtığı toplumsal değişimi anlamamıza yardımcı olacak bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Covid-19 Salgının sosyolojik boyutlarını anlamlandırma çabasına büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Prof. Dr. Kayhan Delibaş

Covid-19 virüsü bir anlamda dünyayı esir aldı, toplumların düzeni değişti adeta. İnsanoğlu bu virüsle başetmek için var gücüyle uğraşıyor... Gelinen noktada insan sağlığını ilgilendiren ve tıp dünyasını harekete geçiren bir nitelik taşımasına rağmen bütün toplumları sarsan, toplumsal boyutları yüksek bir hal kazanmış durumda... Ancak her toplumda alınan önlemlerin o toplumun şartları ve özellikleriyle sınırlı olması da bir başka gerçeklik. Bu kitapta iki bölüm halinde ele alınan yaklaşımlar, “etkili bir tartışmanın” ışığında gündemi ayrıntılı analizlerle ele almaktadır. Dr. Kadir Şahin bu analizlerde ziyadesiyle hassas davranmış ve ele aldığı konuları hiçbir ayrıntıyı atlamadan ustalıkla değerlendirmiştir. Kitabın, bu günleri anlamak ve değerlendirmek isteyenlere ve yeni açılımlara ışık tutacağını düşünüyorum, literatüre ve akademiye katkı sağlamasını diliyorum.

Prof Dr. Gülsen Demir