George Orwell Kitapları İthaki'de!
George Orwell kitapları, İthaki yayınları tarafından yeni basımları ile kitaplığınıza eklenecek. Kitapların birçok kişi tarafından çevrildiği Begüm Kovulmaz (Hayvan Çiftliği, 1984, Rahat Bir Nefes İçin), Enis Köksaldı (Katalonya'ya Selam), Zühre İlkgelen (Wigan İskelesi Yolu, Paris ve Londra'da Beş Parasız), Niran Elçi (Papazın Kızı) çevirileriyle kitapları sizler için derledik.
George Orwell, ya da asıl adıyla Eric Arthur Blair (d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, Londra), 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasındadır. Orwell'in hayatı, sonradan yazılarını etkileyecek olan deneyimlerle doludur.
(KAYNAK: https://tr.wikipedia.org/wiki/George_Orwell)
Yıl 1984. Savaş ve devrimden sonra değişmiş, tanınmayacak halde bir dünya. Bu dünyayı kontrol eden üç büyük ülke: Okyanusya, Avrasya ve Şarkasya.
Okyanusya'da iktidarı elinde tutan Parti. Parti'nin sureti Büyük Birader. Herkesin gece gündüz, adım adım izlendiği bir düzen. Eylemleri ve hatta düşünceleri kontrol altında tutan düşünce polisi.
Hayvanlar her ne kadar domuzların izinden gitse de kurdukları düzen demokratikti. En nihayetinde tüm hayvanlar eşitti. Ama gerçekten öyle miydi? İnsanların rolünü üstlenmeye başlayan domuzlar günbegün gücü ele alacak, hayvanlar ise otorite sahipleri değişse de otoritenin değişmediğini göreceklerdi.
3. Paris ve Londra'da Beş Parasız
Her tarafı böceklerle dolu oteldeki karakterlerden başlar yazmaya, aç kalmanın gerçekten ne anlama geldiğini, restoranların mutfaklarındaki emek sömürüsünün ne kadar ileri gittiğini ortaya serer ama onlarla beraber bu hayata gülmeyi de bırakmaz. Evsizlerin göçebe yaşamlarına, bu insanların kaldıkları çeşitli sığınma yerlerindeki hayat koşullarına çevirir. Aklındaki soru gayet nettir: Evsizler neden vardır? Paris ve Londra'da Beş Parası yokmuş gibi yapılan bir sosyal sınıfın üzerine ışık tutan sarsıcı bir yoksulluk portresi.
George Bowling, kırk beş yaşında, evli ve çocuklu, gittikçe kilo alan bir sigortacıdır. Geleceğe dair bir korku büyüyordur aklında. İkinci Dünya Savaşı'nın kapıda olduğu günlerdir sonuçta. Bowling uzaklaşmalı, yaşadığı yeri terk edip çocukluğunun masumiyetine, huzuruna geri dönmelidir.
Kendisinin daha sonra Barselona'da yaşadıklarına dair, ''İlginç bir şekilde bütün bu deneyim beni insanlığın iyiliğine daha az değil, tersine daha fazla inanırdı'' diyeceği olayları anlattığı Katalonya'ya Selam bir isyanın umutları, ihanetleri ve milis hayatının tabiatına dair mühim bir tarihi belge.
Fabrika çalışanlarının, madencilerin, işsizlerin hayatlarını irdeler. Bu korkunç yaşam koşullarına katlanılabilir mi, sosyalizm bu koşulları değiştirebilir mi ve sosyalizmin, kapitalizmin en çok sömrdüğü sınıflar tarafından benimsenmemesinin sebepleri nelerdir? Sosyal adaletsizliğe dair öfkeki, dürüst bir kalemle yazılmış.
Dorothy Hare uslu bir kızdır, bir papaz olan babasının her istediğini yerine getirir. 1930'ların ekonomik buhranı içindeki İngiltere'de hayat zordur, borçlar biriktikçe birikir. Kilisenin çocuk tiyatrosu için kostümler hazırlayan Dorothy'nin etrafındaki yoksulluktan etkilenmemesiyse mümkün değildir. Derke kendini Londra'da ne yapacağını bilemez bir halde bulur, ipek çoraplar giymiştir., cebinde para da vardır ama kim olduğuna dair hiçbir şey hatırlamıyordur. Papazın kızı, babasının, dininin korunaklı sınırları dışında kalıp toplumsal gerçeklerle aniden yüzleşen bir masumun bir acayip serüveni.
Orwell'in bu kitapta derlenen denemelerinde yazarın sanat ve propagandaya dair fikirlerini, İspanya İç Savaşı'ndaki deneyimlerini ve İngiltere'deki antisemitizmi öğreniyor, aynı zamanda Henry Miller, Shakespeare ve Tolstoy gibi yazarlara dair yorumlarını da okuyoruz. Balinanın Karnında, ilgileri geniş bir yelpazeye yayılan bir yazarla ufuk açıcı bir yolculuk.
1928 yılında Paris'e gelen George Orwell, 1929'un Mart'ında hastalandı ve bir süre bu şehirdeki bir hastanede kaldı. Orada gördükleri uzun zaman aklından çıkmayacaktı. Orwell, aynı zamanda İspanya İç Savaşı'nda bir kere kulak enfeksiyonu, bir kere de boğazından vurulduğu için hastaneye kaldırılmıştı.Yoksullar Nasıl Ölür'e adını veren denemesinde, hayatı akciğer sorunlarıyla geçen ve zor koşullarda çalışan birçok hastanede bulunmuş yazar, kendi tecrübelerinden de yola çıkarak tıp yazını ve tarihini irdeliyor, yoksul hastaların yaşadıkları zorluklardan bahsediyor.
Orwell, Edebiyat Üzerine adlı bu seçkisinde okuyacağınız yirmi iki yazıda, roman sanatının savunusunu yapıyor, Hayvan Çiftliği’nin karşılaştığı sansür çabalarından bahsediyor, bilimkurguya, basın özgürlüğüne, kitap fiyatlarının pahalılığına dair bitmek bilmeyen o tartışmalara, edebiyat ile sol düşünce arasındaki ilişkiye değiniyor, mizah, şiir, siyah biraya dair fikirlerini paylaşıyor.
George Orwell'in ne zaman sigara içmeye başladığına dair herhangi bir kayıt yok. Sadece sigara içmenin yasak olduğu Eton Koleji'ne gelmeden önce başladığını biliyoruz. Hayatı boyunca ciğerlerinde sorunlar yaşayan ve sert tütünden sigaraları tek elle sarmaya Fransa'da geçirdiği dönemde alışan Orwell gerçekten de sağlam bir tiryakiydi, BBC'de çalıştığı sıralarda kantinde yamuk yumuk sarma sigaralar tüttürdüğünü gören arkadaşları bu manzarayı asla unutmayacaklardı.
George Orwell beş altı yaşlarından itibaren yazar olması gerektiğini biliyordu. Bir kaplana dair olduğunu hatırladığı, küçük yaşta kaleme aldığı ilk şiirinden başlayarak onu geçimini sağlayacağı denemelere,1984veHayvan Çiftliğigibi klasiklere kadar götüren yazarlık yolculuğunda bildiği yoldan şaşmayan bir kalemdi.
Bu denemelerde, Orwell'in kitaba mı yoksa sigaraya mı daha çok para harcadığına dair hesaplarını, kitapçılık yaptığı günlerdeki anılarını, sansüre ve eleştirmenliğe dair fikirlerini görebiliyor, ayrıca çocukluğunun Birinci Dünya Savaşı öncesindeki günlerini de okuyabilme şansı buluyoruz.
Hayatı boyunca geçimini pek çok şekilde kazanan ve yaşamını yazdıklarına yansıtmaktan çekinmeyen George Orwell’in çalıştığı kitapçıdan, yazılarıyla katkıda bulunduğu The Adelphi’de tanıştığı editöründen, Londra’daki hayattan beslenerek 1934-35 yılları arasında kaleme aldığı, 20 Nisan 1936 tarihinde yayımlanan, daha sonra bir sinema uyarlaması da çekilen üçüncü romanı Bırak Serpilsin Aspidistra orta sınıfın boğuculuğuna, sınıf atlama çabasının beyhudeliğine dair alaycı bir roman.
Hemen Satın Almak için TIKLA!