1935’te Tahran’da, asker bir babanın kızı olarak dünyaya geldi. 16 yaşında, Tahran’ın ünlü simalarından Perviz Şapur’la evlendi, iki yıl sonra da oğlu Kâmyâr doğdu. 1954’te dönemin koşullarında gözüpek sayılabilecek bir karar alarak kocasından boşandı ve oğlunu bir daha göremedi. Bu olay yaşamının en büyük trajedisine dönüştü. Kadın kimliğini yok eden her kurala, ataerkil bakışa karşı çıkarak şiire sığındı, başkaldırısını şiirle dillendirdi. Şiirin yanı sıra sinema ve tiyatroyla da ilgilendi, resim yaptı, gazetelerde editör olarak çalıştı. Tutsak, Duvar ve İsyan adlı şiir kitaplarının ardından, 1963’te yayımlanan Bir Başka Doğuş, Furuğ’un şiirinde bir dönüm noktası oluşturdu. Yazar ve yönetmen İbrahim Gülistan’la tanıştıktan sonra sinemayla çok daha yakından ilgilendi; cüzamlıları konu alan Ev Karadır adlı filmi, 1963’te Almanya’daki Oberhausen Şenliği’nde birincilik ödülüne değer görüldü. Furuğ, bu filmin çekimleri sırasında cüzamlılar evinde tanıdığı Hüseyin adlı bir çocuğu evlat edindi. 1965’te UNESCO, Furuğ’un yaşamını konu alan bir film yaptırdı; Bernardo Bertolucci de, Furuğ’la ilgili bir belgesel çekti. Şiirleri Türkçede, Dünya Sevmek İçin Çok Küçük, Sonsuz Günbatımı, Aşk Şiirleri, Sadece Ses Kalıcıdır, Yaralarım Aşktandır adlarıyla yayımlandı. Furuğ, 1967’de kendi kullandığı otomobiliyle geçirdiği bir kaza sonucunda bu dünyadan göçtüğünde henüz 33 yaşındaydı. Son şiir kitabı İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına, ölümünden sonra yayımlandı.