Fernando bir şair olarak hüznünü sırtında bilerek taşıyan ve bu yüke alışık biri olarak insanı, dünyayı, yaşamı ve başkalarını tanımaya çalışıyordu. Bunu şiirle yapıyordu. Yukarıda alıntı yaptığımız aynı şiirde ölen birinin ardından söylediği şu dize onun dünyaya, varlığa, insana bakışını özetliyor, ” senin öldüğünü söylediklerinde, sen bir serap oldun o cennetlerin birinde, eğer varsa.” Cennette serap olmak, insanın bu dünyadaki varlığının özeti. O da cennet varsa. Yani hayatın bir hiçlikle bittiğini cennet ve serap sözcükleriyle betimliyor. istasyonun sıcak Tudor tarzı gibi. İnsan nasıl böyle evlerin hemen bir benzerini yapıp orada yaşamak isterse, bu şiire de öyle sarılıyor.
“İskender'in Orduları Makedonya'ya Dönüyor” şiirine baktığımızda onun insana bakışını derinden hissediyoruz. İlk dize, “Yaz eve dönüş yolunda hasretle yüklü yakaladı bizi.”İskender'in orduları azalmış, hayatı savaşın içinden tanımış ve ölümün gölgesinde anlamış bir doru betimler. betimlediği bu ordu aslında insan. Mücadele içindeki insan. “Ölüm içimize girmiş, otlamış ve ateş gibi toprağımızı sürmüştü.”
Şiiri okudukça şairin imgelem zenginliği, imgelerin üretkenliği, sözün gücü bizi şiire daha çok bağlıyor: “Saatlerin ve yılların elması üzerimizden kayıp gitti,” (…) “ama çoğu şeyi gördük –ama ne olduğunu hatırlamıyoruz bile./ Net olmayan, belirsiz şeyler,/ başka şeylerin hayaletleri, çamurlu yokluklar./
Dünya geniş, çöller boştu.” (…)Şimdi dönüyoruz eve, yaz yanımızda sadık bir köpek gibi/ otlara rayiha, yollara hoşluk vererek/ ağaçtan ağaca mutlu bir şekilde zıplayarak giden./ Kayaların arasından bir ırmak geçiyor/ ve biz yürüyoruz azalarak yalnız ve ümitsiz.” İskender bir düşün ardında bütün gücünü ve ordusunu kaybetti. kendisi de bir hayale dönüştü tarihe adını kazıyarak. Ya oradaki diğer insanların öyküsü? İşte alıntı yaptığımız dizelerin yer aldığı şiir, bu öyküyü anlatıyor.Şiirin gücü sanırım böyle bir şey. Bize gerçeği göstermek için bir pencere açan özel ve büyülü bir dil. Ve Fernando ustalıkla bu sözü ve büyüyü kullanan bir şair. Okuyalım.
(Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
Fernando bir şair olarak hüznünü sırtında bilerek taşıyan ve bu yüke alışık biri olarak insanı, dünyayı, yaşamı ve başkalarını tanımaya çalışıyordu. Bunu şiirle yapıyordu. Yukarıda alıntı yaptığımız aynı şiirde ölen birinin ardından söylediği şu dize onun dünyaya, varlığa, insana bakışını özetliyor, ” senin öldüğünü söylediklerinde, sen bir serap oldun o cennetlerin birinde, eğer varsa.” Cennette serap olmak, insanın bu dünyadaki varlığının özeti. O da cennet varsa. Yani hayatın bir hiçlikle bittiğini cennet ve serap sözcükleriyle betimliyor. istasyonun sıcak Tudor tarzı gibi. İnsan nasıl böyle evlerin hemen bir benzerini yapıp orada yaşamak isterse, bu şiire de öyle sarılıyor.
“İskender'in Orduları Makedonya'ya Dönüyor” şiirine baktığımızda onun insana bakışını derinden hissediyoruz. İlk dize, “Yaz eve dönüş yolunda hasretle yüklü yakaladı bizi.”İskender'in orduları azalmış, hayatı savaşın içinden tanımış ve ölümün gölgesinde anlamış bir doru betimler. betimlediği bu ordu aslında insan. Mücadele içindeki insan. “Ölüm içimize girmiş, otlamış ve ateş gibi toprağımızı sürmüştü.”
Şiiri okudukça şairin imgelem zenginliği, imgelerin üretkenliği, sözün gücü bizi şiire daha çok bağlıyor: “Saatlerin ve yılların elması üzerimizden kayıp gitti,” (…) “ama çoğu şeyi gördük –ama ne olduğunu hatırlamıyoruz bile./ Net olmayan, belirsiz şeyler,/ başka şeylerin hayaletleri, çamurlu yokluklar./
Dünya geniş, çöller boştu.” (…)Şimdi dönüyoruz eve, yaz yanımızda sadık bir köpek gibi/ otlara rayiha, yollara hoşluk vererek/ ağaçtan ağaca mutlu bir şekilde zıplayarak giden./ Kayaların arasından bir ırmak geçiyor/ ve biz yürüyoruz azalarak yalnız ve ümitsiz.” İskender bir düşün ardında bütün gücünü ve ordusunu kaybetti. kendisi de bir hayale dönüştü tarihe adını kazıyarak. Ya oradaki diğer insanların öyküsü? İşte alıntı yaptığımız dizelerin yer aldığı şiir, bu öyküyü anlatıyor.Şiirin gücü sanırım böyle bir şey. Bize gerçeği göstermek için bir pencere açan özel ve büyülü bir dil. Ve Fernando ustalıkla bu sözü ve büyüyü kullanan bir şair. Okuyalım.
(Tanıtım Bülteninden)
Hamur Tipi:2. HamurStok Kodu:9786057513823Boyut:13,5 x 21Sayfa Sayısı:32Basım Tarihi:2023Kapak Türü:İnce KapakDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin diğer kitapları