Çataldili Konuşan Son İnsan
Andrus Kivirank
Ortaçağda Estonya… ama bambaşka bir Estonya. Burada tek kelime etmeden kadınları baştan çıkaran zampara bir ayı, yüzmeye bayılan dev bir bite evcil hayvanlarıymış gibi bakan iki primat, efsanevi bir uçan kurbağa ve Ints isimli karizmatik bir engerek yılanı var.
Avcı toplayıcı ailesiyle birlikte ormanda yaşayan Leemet ise çataldili konuşan son insan. Öyle yabana atılacak bir şey değil bu. Evet, çataldili konuşanlar tüm hayvanlara hükmedebilir ama doğada her şey hâkimiyetle ilgili değil. Leemet kadim bir geleneğin de son taşıyıcısı, dönüşerek yok oluşa giden bir uygarlığın, hâkimiyetin ötesine uzanan özgürlüğün doğurduğu anlayışın son nefesi.
Yerliler bir bir terk ediyor ormanı, hepsi köylerde yaşamaya gidiyor, tarlalarda çalışıyorlar, Leemet'in duyduğuna göre tadı rezalet olan “ekmek” diye bir şeyle doyuruyorlar karınlarını, üstelik ormandaki perileri bırakıp bambaşka bir tanrıya da inanmaya başlıyorlar. Leemet doğayla beraber yaşamaya, onun dilini konuşmaya kararlı ama bu göçe direnebilecek, kalbindeki arzuları dizginleyebilecek mi acaba?
David Mitchell'ı ve Terry Pratchett'i akla getiren üslubuyla, en keskin uçlardan en sevimli anlara aniden seyahat eden Çataldili Konuşan Son İnsan, bir uygarlığın nasıl unutulduğunu, inancın sömürgecilikle birleştiğinde büründüğü yıkıcılığı, bir çocuğun huzurlu yeşillikler içinde başlayan macerasının hangi karanlık duraklardan geçtiğini anlatan, muzip bir fantastik roman.
“Her anlamıyla bir masal. Biraz Teneke Trampet, biraz Vahşi Şeyler ve kesinlikle Watership Tepesi'ni akla getiriyor.”
–New York Journal of Books
“Bu kitabı nasıl tarif etmeli? Hayal edin: Kıyametin eli kulağında ve Tolkien, Beckett, Mark Twain ile Miyazaki bir kulübede buluşmuşlar, dünyanın göreceği son şenlik ateşinin çevresinde birbirlerine hikâyeler anlatıyorlar.”
–Le Magazine Littéraire
“Çapkın ayıları, uçan kurbağalarıyla eğlenceli bir roman olsa da Kivirähk aynı zamanda savaşın, sömürgeciliğin (özellikle de Hıristiyanlığın geleneksel inançlara karşı baskısının) ve geçmişi olduğundan güzel görmenin tehlikeleriyle de ilgileniyor.”
–Library Journal
- Açıklama
Ortaçağda Estonya… ama bambaşka bir Estonya. Burada tek kelime etmeden kadınları baştan çıkaran zampara bir ayı, yüzmeye bayılan dev bir bite evcil hayvanlarıymış gibi bakan iki primat, efsanevi bir uçan kurbağa ve Ints isimli karizmatik bir engerek yılanı var.
Avcı toplayıcı ailesiyle birlikte ormanda yaşayan Leemet ise çataldili konuşan son insan. Öyle yabana atılacak bir şey değil bu. Evet, çataldili konuşanlar tüm hayvanlara hükmedebilir ama doğada her şey hâkimiyetle ilgili değil. Leemet kadim bir geleneğin de son taşıyıcısı, dönüşerek yok oluşa giden bir uygarlığın, hâkimiyetin ötesine uzanan özgürlüğün doğurduğu anlayışın son nefesi.
Yerliler bir bir terk ediyor ormanı, hepsi köylerde yaşamaya gidiyor, tarlalarda çalışıyorlar, Leemet'in duyduğuna göre tadı rezalet olan “ekmek” diye bir şeyle doyuruyorlar karınlarını, üstelik ormandaki perileri bırakıp bambaşka bir tanrıya da inanmaya başlıyorlar. Leemet doğayla beraber yaşamaya, onun dilini konuşmaya kararlı ama bu göçe direnebilecek, kalbindeki arzuları dizginleyebilecek mi acaba?
David Mitchell'ı ve Terry Pratchett'i akla getiren üslubuyla, en keskin uçlardan en sevimli anlara aniden seyahat eden Çataldili Konuşan Son İnsan, bir uygarlığın nasıl unutulduğunu, inancın sömürgecilikle birleştiğinde büründüğü yıkıcılığı, bir çocuğun huzurlu yeşillikler içinde başlayan macerasının hangi karanlık duraklardan geçtiğini anlatan, muzip bir fantastik roman.
“Her anlamıyla bir masal. Biraz Teneke Trampet, biraz Vahşi Şeyler ve kesinlikle Watership Tepesi'ni akla getiriyor.”
–New York Journal of Books“Bu kitabı nasıl tarif etmeli? Hayal edin: Kıyametin eli kulağında ve Tolkien, Beckett, Mark Twain ile Miyazaki bir kulübede buluşmuşlar, dünyanın göreceği son şenlik ateşinin çevresinde birbirlerine hikâyeler anlatıyorlar.”
–Le Magazine Littéraire“Çapkın ayıları, uçan kurbağalarıyla eğlenceli bir roman olsa da Kivirähk aynı zamanda savaşın, sömürgeciliğin (özellikle de Hıristiyanlığın geleneksel inançlara karşı baskısının) ve geçmişi olduğundan güzel görmenin tehlikeleriyle de ilgileniyor.”
–Library JournalStok Kodu:9786057762269Boyut:13.50x21.00Sayfa Sayısı:400Basım Yeri:İstanbulBasım Tarihi:2019-09Çeviren:Burcu UluçayKapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:TürkçeOrijinal Adı:Mees, Kes Teadis Ussisonu
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin diğer kitapları