11 Mayıs 1916’da İspanya’nın Galicia bölgesindeki Iria Flavia’da doğdu. Ailesi başkente taşınınca Cela eğitimine dokuz yaşından sonra kilise okulunda devam etti. 1931’de yakalandığı tüberküloz sonrası yattığı sanatoryumdaki iki yılını kitap okuyarak geçirdi. 1934’te tıp fakültesine kaydolsa da, buradaki dersleri yerine edebiyat fakültesinin derslerini takip etti. Çağdaş edebiyat dersleri veren Pedro Salinas’tan oldukça etkilenen Cela, ilk şiirlerini ve yazılarını “Onunla tanışmasaydım, yazmayı bu denli ciddiye alamazdım,” dediği hocası Salinas’a gösterdi ve onun yönlendirmelerine sadık kaldı. İç Savaş patlak verince Cela’nın ve daha sonra İspanya’nın önemli entelektüelleri arasında yer alacak arkadaşlarının öğrenimleri yarıda kesildi. Cela, milliyetçi tarafta yer aldı. Savaşta yaralandı. Bu sırada şiir yazmaya devam etti ve ilk kitabını oluşturdu. 1940’ta hukuk okumaya başladı. İki büyük romanından biri olan Pascal Duarte ve Ailesi 1942’de yayımlandı. Romanın kazandığı olağanüstü başarı Cela’ya hukuk öğrenimini de yarıda bırakma cesareti verdi ve Cela hayatını yazmaya adadı. Gençliğindeki görüşlerine veya sınıfına rağmen Franco rejimi ile uyuşamadı. 1945 ve 1950 yılları arasında Arı Kovanı’nı (La colmena) yazdı. Roman, uzun bir sansür sürecinin sonunda 1951’de yayımlanabildi ve kısa bir süre sonra yasaklandı. Barcelona’da kaçak bir şekilde ve Meksika’da farklı edisyonlar halinde baskıları yapıldı. Bu kitapta yer alan “Sallantıda Kalmış Kimi Sayfaların Bitmemiş Hikâyesi” bölümünde anlatılan uzun bir edisyon ve sansür süreci geçiren kitap resmî basım iznini ancak 1963’te alabildi. Cela, 1956-1979 yılları arasında Mallorca’daki Papeles de Son Armadans adlı edebî dergiyi yöneterek politik fikirleri nedeniyle “edebî sürgün”de olan yazarların ürünlerini yayımladı. Şiir, roman, öykü, gezi kitabı, deneme, fabl türlerinde art arda eserler vermeye devam eden Cela, Franco’nun ölümünden sonra daha aktif bir yaşam sürmeye başladı ve politik görevler de üstlendi. Aldığı başlıca ödüller arasında, daha önce “dışkıyla kaplı” dediği Cervantes Ödülü de olan Cela, 1989’da “Zengin ve yoğun nesri”nden ötürü Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Kendisine has gerçekçiliğin en iyi örneğini verdiği Arı Kovanı romanı, 1982’de Mario Camus tarafından beyaz perdeye aktırılan Cela, filmde küçük bir rol de aldı. On ikisi roman olmak üzere çeşitli türlerde yetmiş eser verdi. “İspanya’nın Cervantes’ten sonraki en önemli yazarı” olarak da nitelendirilen Jose Cela, 2002 yılında hayata gözlerini yumdu.