- Anasayfa
- >
- Kitap
- >
- Felsefe
- >
- Felsefe Bilimi
Yürü Bir Gerçeğe - Hakikat Sonrası'nı Anlamak
Bülent Özçelik
Bu çalışma, hakikat algımızdaki parçalanmanın yarattığı siyasi ve kültürel sonuçları, “kamusal alan”, “kamusallık” ve “kamusal tartışma” gibi kavramları merkezine alarak tartışıyor. Arendt'in, görünür olduğumuz ve birbirimizin gerçekliğine dokunduğumuz bir iletişim biçimi olarak betimlediği kamusallığın koşulları uzun zamandır yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. Özçelik'in vurucu bir biçimde ifade ettiği gibi, şeylerin sahtesine ya da sanal olanına, kendisinden daha fazla değer atfedildiği günümüzde, kamusal bir iletişimin koşulları iyice sarsılmış ve hatta neredeyse yok olmuş durumda. Özçelik, böyle bir kamusal iletişimin olanaklarını zedeleyen yeni koşulları ince bir biçimde analiz ediyor. Artık neredeyse sıradan, gündelik bir gerçeklik haline dönüşen “alternatif hakikatler”, “sahte haberler”, “yalan bildirimler”, “uydurulmuş veriler” vb unsurların siyasetin dönüşümü ile bağlantısını göstermeye çalışıyor. Bir yandan siyasette gittikçe yükselen popülist liderler, öte yandan hakikat sonrası unsurların bombardımanına uğrayan zihinler… Özçelik, kitabında, bu ikisinin birbirini nasıl beslediğini örneklerle etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. İletişim ve internet teknolojisindeki yeni gelişmelerin, yarattığı yeni fırsatlar yanında, siyasette karşılıklı “körleşme” ve birbirine duyarsızlaşmayı nasıl körüklediğini; yalan haberin yayılmasını nasıl kolaylaştırdığını çarpıcı bir biçimde irdeliyor. Ortak meselelerimiz konusunda tartışmamızın olanağı olan kamusal mecraların, retoriği baş tacı eden demagoglar ile düzensiz veri yığını ve sahte bilgilerle dumura uğrayan kitlelerin “ilişkisi” içinde elimizden nasıl kayıp gittiğinin hikâyesini sunuyor.
Modern zihnin temel parametrelerinin kaybolduğu, parçalı ve kaotik bir gerçeklik kavrayışına adım attığımız, “herkesin kendine ait bir hakikati” olduğu zannına kapıldığı zamanımızda, Özçelik'in yapıtı, zihinlerimizi durulaştırmak, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları kurabilmek, kavrayışımızı zenginleştirmek ve en önemlisi kötümser olmamak için ufuk açıcı bir katkı ortaya koyuyor.
BÜLENT ÖZÇELİK: Kayseri'nin Sarız ilçesine bağlı Kırkısrak köyünde doğdu. Liseyi Sarız'da okuyan Özçelik, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamladı. Bir süre Almanya'da bulundu. Türkiye'ye döndükten sonra Phoenix Yayınevi'nde editör olarak çalıştı. Kapitalizmin Suç Tarihi (Phoenix, 2008) kitabını Almancadan çevirdi. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Ankara Üniversitesi'nde tamamlayan Özçelik, 2013 yılından bu yana Nika Yayınevi'nde editör, 2015 yılından bu yana da Kapadokya Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
Bu çalışma, hakikat algımızdaki parçalanmanın yarattığı siyasi ve kültürel sonuçları, “kamusal alan”, “kamusallık” ve “kamusal tartışma” gibi kavramları merkezine alarak tartışıyor. Arendt'in, görünür olduğumuz ve birbirimizin gerçekliğine dokunduğumuz bir iletişim biçimi olarak betimlediği kamusallığın koşulları uzun zamandır yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. Özçelik'in vurucu bir biçimde ifade ettiği gibi, şeylerin sahtesine ya da sanal olanına, kendisinden daha fazla değer atfedildiği günümüzde, kamusal bir iletişimin koşulları iyice sarsılmış ve hatta neredeyse yok olmuş durumda. Özçelik, böyle bir kamusal iletişimin olanaklarını zedeleyen yeni koşulları ince bir biçimde analiz ediyor. Artık neredeyse sıradan, gündelik bir gerçeklik haline dönüşen “alternatif hakikatler”, “sahte haberler”, “yalan bildirimler”, “uydurulmuş veriler” vb unsurların siyasetin dönüşümü ile bağlantısını göstermeye çalışıyor. Bir yandan siyasette gittikçe yükselen popülist liderler, öte yandan hakikat sonrası unsurların bombardımanına uğrayan zihinler… Özçelik, kitabında, bu ikisinin birbirini nasıl beslediğini örneklerle etkileyici bir biçimde ortaya koyuyor. İletişim ve internet teknolojisindeki yeni gelişmelerin, yarattığı yeni fırsatlar yanında, siyasette karşılıklı “körleşme” ve birbirine duyarsızlaşmayı nasıl körüklediğini; yalan haberin yayılmasını nasıl kolaylaştırdığını çarpıcı bir biçimde irdeliyor. Ortak meselelerimiz konusunda tartışmamızın olanağı olan kamusal mecraların, retoriği baş tacı eden demagoglar ile düzensiz veri yığını ve sahte bilgilerle dumura uğrayan kitlelerin “ilişkisi” içinde elimizden nasıl kayıp gittiğinin hikâyesini sunuyor.
Modern zihnin temel parametrelerinin kaybolduğu, parçalı ve kaotik bir gerçeklik kavrayışına adım attığımız, “herkesin kendine ait bir hakikati” olduğu zannına kapıldığı zamanımızda, Özçelik'in yapıtı, zihinlerimizi durulaştırmak, nedenler ve sonuçlar arasındaki bağlantıları kurabilmek, kavrayışımızı zenginleştirmek ve en önemlisi kötümser olmamak için ufuk açıcı bir katkı ortaya koyuyor.
BÜLENT ÖZÇELİK: Kayseri'nin Sarız ilçesine bağlı Kırkısrak köyünde doğdu. Liseyi Sarız'da okuyan Özçelik, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamladı. Bir süre Almanya'da bulundu. Türkiye'ye döndükten sonra Phoenix Yayınevi'nde editör olarak çalıştı. Kapitalizmin Suç Tarihi (Phoenix, 2008) kitabını Almancadan çevirdi. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Ankara Üniversitesi'nde tamamlayan Özçelik, 2013 yılından bu yana Nika Yayınevi'nde editör, 2015 yılından bu yana da Kapadokya Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Hamur Tipi:2. HamurStok Kodu:9786053146537Boyut:13,5 x 21,5Sayfa Sayısı:240Basım Tarihi:2023Kapak Türü:İnce KapakDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin diğer kitapları