İksir

_{Şehir Sendromu - Özgürlük Rüyadan Uyanmaktır}

Ali Aytaç

Modern zamanlarin, durup düsünmeye izin vermeyen rutinleri...Sürekliligin; farkindalikdan götürdükleri...Gökyüzündeki yildizlari unutmamiza neden olan sehir isiklari... Kendimizi kendimizden uzak tutan mesgaleler...Kariyer insani Almira'nin boyutsal yolculugundaki kesifleri...***Uzun soluklu bir çalismanin maddeye dönüsmüs sekli olan “Iksir”, yaklasik on bes yillik bir fikir evresinin sonucunda kâgida düstü. Gecenin karanliginda en tutarli; ama bir o kadar da aydinliga en yakin zamanlarinda...Uyanik kalmak için kimi zaman bir fincan kahveye, kimi zaman ise anlami dahi bilinmeyen bir dildeki melodiye basvuruldu. Kalabaligin yalnizligindan kaçildi sokaklarin ayaga düsmedigi safak vakitlerinde...Odun atesinde pisirilmis taze ekmegin bas döndürücü kokusunu alabilmek için uzun, rahatlatici yürüyüsler yapildi içinden en çikilmaz zamanlarda... Kendini, kendinde, kendisi izledi çogu zaman, yasanmisliklarin dimaglara sinen pasini silmek için... Agir agir sindirilerek kaleme alindi. Yaklasik bir buçuk yilda tamamlandi “Iksir” .Iki çetin kis, birkaç bahar... Bir de hazan geçirdi. Iki ülke... Milyonlarca insan yigini gördü... Çokça enerji biriktirdi bünyesinde “Iksir”...Adini bilmedigi, belki de hiç bilmeyecegi insanlari bazen sevindirdi, bazen hayrete düsürdü. Önce Türkiye'de, yakin zamanda ise Almanya'da onu bekleyenlerle kucaklasacaktir.