Şimdiki Kızılca köyünün nüvesi olacak ilk kuruluş “Dikenli Töme” dediğimiz yerde başlar. Köyün adı İNE yahut EYNE köyüdür. Bu köyün 1290 lı yıllarda kurulduğu anlaşılmaktadır. Halk Karakoyunlu devleti halkındandır. Bu halkın bir kısım yazın Niğde Aladağlar'da yaylamaya gelir, kışın nisbeten ılık geçen Diyarbakır Dicle havzasında geçirirler. Kışın Yukarı Dicle Havzası'na (Diyarbakır'a) gitmek istemeyen bir kısım halk kışı geçirmek üzere ovaya inerler. Böylece Dikenli Töme kışlak Üç Kapılı yaylak olur. Tıpkı Türkler'in Ergenekon'da çoğalıp büyümesi gibi bunlarda burada çoğalıp serpilirler. Aynı kandan gelen bu insanlar İne Köyü yakınlarında irili ufaklı bir çok köy kurarlar. Ve hatta Ereğli'de kendi adları ile bir mahalle bilinen bir mahalle dahi oluştururlar.
Osmanlı Karamanoğulları rekabeti kızışıp savaşa dönene kadar durum sakindir. Bu Osmanlı Karamanoğulları savaşlarından köyümüzde nasibine düşeni alır. Sultan I Murat tam Karamanoğullarını yıkıp kendi ülkesine katacakken 1402 de Ankara Savaşında Timur'a yenilmesi ile daha geniş bir alanda boy gösterirler. Bursa'da zindanda tutulan Alaadin Bey'in oğulu Mehmet Bey tekrar beyliğin başına getirilir. Mehmet Bey beyliği tekrar derleyip toparlamak için kendilerine yardımda bulunan Varsak halkına (Ereğli'den Koçhisar'a kadar olan bölge) dağıtır. İne köyü (yani Tikenli Töme'deki köy de) 7 tımara bölünerek yönetimi Varsak halkı Kızılca Cematine verilir. 1480 de Karamanoğlu Osmanlı mücadelesi resmen sona erer, bölge Osmanlı'ya mülk kaydedilir.
1540 lara geldiğinde Osmanlı Karaman Beyleri'nin dağıttığı tımar arazilerini Karamanlı sipahilerden alıp yerine “kapıkulu” diye bilinen çoğu Arnavut kökenli sipahilere verir. Böylece yetkisi elinden alınan Kızılca Cemaati halkı “tımarlı sipahileri” ve beraberinde gelenler Eregli'nin Aligülüm mezrasına (namı diğer “Cemal” şimdiki adı ile “Hamal” bölgesi olarak bilinen yere) taşınırlar. Bu dönemde Osmanlı Kızılca'ya “Kızılca-i Kebir” (yani Büyük Kızılca) der. İhtiyaç halinde Karaağıl, İne Köyü, Kızılca cemaati v.s. ayrı ayrı belirtilir.
1850 lere gelindiğinde batı tarzı yaşamı benimseyen Sultan Abdulhamit ülkede birçok ilklere imza atar. Kızılca-i Kebir olan bölgeye Bekdikiye adı verilir, içerisinde ihtiva ettiği köylerde mahalleye dönüştürülür. Bu isimlerle cumhuriyet dönemine kadar devam eden köy, cumhuriyet döneminde Kızılca adını alır.
- Açıklama
Şimdiki Kızılca köyünün nüvesi olacak ilk kuruluş “Dikenli Töme” dediğimiz yerde başlar. Köyün adı İNE yahut EYNE köyüdür. Bu köyün 1290 lı yıllarda kurulduğu anlaşılmaktadır. Halk Karakoyunlu devleti halkındandır. Bu halkın bir kısım yazın Niğde Aladağlar'da yaylamaya gelir, kışın nisbeten ılık geçen Diyarbakır Dicle havzasında geçirirler. Kışın Yukarı Dicle Havzası'na (Diyarbakır'a) gitmek istemeyen bir kısım halk kışı geçirmek üzere ovaya inerler. Böylece Dikenli Töme kışlak Üç Kapılı yaylak olur. Tıpkı Türkler'in Ergenekon'da çoğalıp büyümesi gibi bunlarda burada çoğalıp serpilirler. Aynı kandan gelen bu insanlar İne Köyü yakınlarında irili ufaklı bir çok köy kurarlar. Ve hatta Ereğli'de kendi adları ile bir mahalle bilinen bir mahalle dahi oluştururlar.
Osmanlı Karamanoğulları rekabeti kızışıp savaşa dönene kadar durum sakindir. Bu Osmanlı Karamanoğulları savaşlarından köyümüzde nasibine düşeni alır. Sultan I Murat tam Karamanoğullarını yıkıp kendi ülkesine katacakken 1402 de Ankara Savaşında Timur'a yenilmesi ile daha geniş bir alanda boy gösterirler. Bursa'da zindanda tutulan Alaadin Bey'in oğulu Mehmet Bey tekrar beyliğin başına getirilir. Mehmet Bey beyliği tekrar derleyip toparlamak için kendilerine yardımda bulunan Varsak halkına (Ereğli'den Koçhisar'a kadar olan bölge) dağıtır. İne köyü (yani Tikenli Töme'deki köy de) 7 tımara bölünerek yönetimi Varsak halkı Kızılca Cematine verilir. 1480 de Karamanoğlu Osmanlı mücadelesi resmen sona erer, bölge Osmanlı'ya mülk kaydedilir.1540 lara geldiğinde Osmanlı Karaman Beyleri'nin dağıttığı tımar arazilerini Karamanlı sipahilerden alıp yerine “kapıkulu” diye bilinen çoğu Arnavut kökenli sipahilere verir. Böylece yetkisi elinden alınan Kızılca Cemaati halkı “tımarlı sipahileri” ve beraberinde gelenler Eregli'nin Aligülüm mezrasına (namı diğer “Cemal” şimdiki adı ile “Hamal” bölgesi olarak bilinen yere) taşınırlar. Bu dönemde Osmanlı Kızılca'ya “Kızılca-i Kebir” (yani Büyük Kızılca) der. İhtiyaç halinde Karaağıl, İne Köyü, Kızılca cemaati v.s. ayrı ayrı belirtilir.
1850 lere gelindiğinde batı tarzı yaşamı benimseyen Sultan Abdulhamit ülkede birçok ilklere imza atar. Kızılca-i Kebir olan bölgeye Bekdikiye adı verilir, içerisinde ihtiva ettiği köylerde mahalleye dönüştürülür. Bu isimlerle cumhuriyet dönemine kadar devam eden köy, cumhuriyet döneminde Kızılca adını alır.Stok Kodu:9786057749376Boyut:16.00x4.00Sayfa Sayısı:541Basım Yeri:AnkaraBasım Tarihi:2019-12Kapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin diğer kitapları